22 Şubat 2016 Pazartesi

Peki "Patika Köprüsü" Ne Demek Poyraz ?


Sanırım her şeyde en eğlenceli ama zor ve önemli olan konudur isim bulmak. Yazarda da öyle oldu (Yazar derken? diyorsanız önceki yazımı okuyabilirsiniz **).

Kelime anlamı "Engebeli yerlerden geçip gidenlerin ayak izlerinden oluşan yol" olan patikayı dünyadaki insanlara benzettim (Dünyadaki diyorum çünkü uzaylılara inanıyorum).

Herkes sorunlar yaşar hayatında elbet. Çoğu aynı yöntemden(yoldan) çözmeye çalışır ama vardıkları yere kadar yeni engebeler(sorunlar) atlatmak zorunda kalırlar. Bu sorunlar hayatlarında mutlaka bir yaraya yol açar. Eğer düz gidip çıkışa varacaklarını düşünmeselerdi; farklı yollar arasalardı aslında bunların çeyreği bile olmazdı. Buna ne diyorduk? Kader. Kendin seç kendin yaşa mantığı.

Farklı düşünenler veya düşünme aşamasında olanlar ise köprünün yüksekliğine değil sonucuna ve yolun düzgünlüğüne bakarlar. Siz buna ileri görüşlülük, adımını emin şekilde basma vb. ne demek isterseniz deyin fakat bence doğru olan bu.

Ben kendimce özgün ve rahat olmak için çiğnenmiş yerlerden ziyade düz ve yeni yerlerden gitmeyi tercih ediyorum.

Mükemmel miyim? Asla.

Bu yazı anlaşılabilir mi? Belki.

Yakın zamanda görüşür müyüz? Evet.

20 Şubat 2016 Cumartesi

Taşları Silkelemek


Kendimi nasıl tanıtırım bilmiyorum. Yapamıyorum değil, bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum şaşırmayın çünkü ben ilk defa konuşuyorum hem de 17 yaşımda. 

Ben Poyraz Karabulut. Beni fazla ciddiye almamanızı tavsiye ederim zira ben gerçek değilim. Beni konuşturan kişi bu olayları en arka koltuktan kumandasıyla birlikte izliyor olacak hep. Olağanüstü veya özel durumlarda müdahale edecek ve kendisini gösterecek. Başlıklara çok önem verir kendisi, zira yazılar başlıklarla hayat bulurmuş.

Neyse, ne diyorduk? Tanıtım.

Bana kalırsa geldiğim bu evrende kendisini iyi tanıtan biri yoktur. Kimse kendisini tanıyamaz. Karşısındaki de tanıyamaz. Sokaktaki huysuz kedi de, sesiyle asaletinin çelişmesiyle hayat sürdüren karga da, fazlasıyla abartılan futbolcular da, altın günlerinde börek yeme yarışına giren teyzeler de tanıyamaz.

Aslında bu biraz tanıtımın çeşidine bağlı. Taşları mı silkeleyeceksin yoksa pamukları mı?
"Ben çok hoşgörülüyüm. Asla karşımdakini kıramam da. Yardım etmeyi de severim." 
Bakın burada pamuğu değil pamuk fabrikasını silkelemiş mesela. Çok az kişi kendisini tanıtırken iyi yönlerini anlatmaz çünkü akıllılar bunu yapar. Taşları silkeledikten sonra kanayan yerlerini sakladıkları pamukla temizlerler. Bu insanlar dost olabilecek insanlardır. Kötü yönlerini sonradan gösteren insanlar ikiyüzlü ve bencildirler.

Bu konu fazla uzarsa yıllardır hareket etmeyen dilimin şerefine saatlerce konuşurum. Bu yüzden şimdilik düşünmeme izin verin. En çok dikkatimi çeken şeyleri sizlerle aktarmaya çalışacağım. Poyrazdan sizlere iyi geceler dilerim.